Selefîlik bir mezhep mi yoksa bir düşünme tarzı mı? Selefi düşüncenin şifrelerine
Künye
Sancar, F. (2015). Selefîlik bir mezhep mi yoksa bir düşünme tarzı mı? Selefi düşüncenin şifrelerine. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 15(3), 21-49. https://app.trdizin.gov.tr/makale/TVRrNU1UWTFOUT09Özet
Bu makalede geçmişten günümüze selefi düşünceyi var eden temel dinamiklerin tespitine çalışılacaktır. Selefilik bir mezhep değildir. O daha ziyade korumacı bir zihniyet ve dünya görüşüdür. İslam dünyasının sosyo-kültürel olarak istikrarsızlaştığı ortamlarda mevcut dini kabullere tepki olarak ortaya çıkan reaksiyoner bir başkaldırıdır. Aynı zamanda o, bir mezhebin sınırlarına sığmayacak kadar yayılmacı ve müdahaleci bir din anlayışıdır. Teknik bir tabir olarak selefilikten bahsediliyorsa bunun karşılığı muhtemelen Hanbeliliktir. Selefilik bir zihniyet olarak Hanbeliliğin sınırlarını aşmış hatta tarihi olarak en büyük muhalifi olan ehl-i rey ekolünün mirasçılarının zihni alt yapısını dahi işgal etmeyi başarmıştır. Bu çalışma, bir zihniyet olarak -en genel ismiyle- selefi düşüncenin üzerine oturduğu zemini tahlil etmeyi hedeflemektedir. Böylelikle hem, en klasiğinden modernine kadar selefi düşüncenin kodlarını deşifre etmeyi hem de bu zihniyetin hangi bakımlardan sünnî kelam sistemine nüfuz edebildiğini göstermeyi amaçlamaktadır. We aimed to identify basic dynamics of Salafi thought throughout history. Salafism is not a sect. Rather, it is a protectionist mindset and world view. It is a reactionary revolt against current religious acceptances in regions where sociocultural world of Islam destabilized. Moreover, its expansionist and interventionist approach does not fit the boundaries of a religious sect. As a technical term "Salafism" is probably considered as "Hanbelism". As a mindset "Salafism" exceeded the borders of "Hanbelism" and even succeeded to invade mental infrastructure of heirs of its archenemy "ehl-i rey school". This study aimed to investigate the grounds for Salafi thought as a mentality by deciphering the codes of its inner workings from classical to modern times and tried to demonstrate how well it penetrated the Sunni theological system.