Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorBaşaran, Sinan
dc.date.accessioned2023-02-22T07:44:44Z
dc.date.available2023-02-22T07:44:44Z
dc.date.issued2021en_US
dc.identifier.citationBaşaran, S. (2021). Fifty years of adventure: Relations between Turkey and Iceland. Belgi Dergisi, 3(21), 125-138. https://doi.org/10.33431/belgi.777189en_US
dc.identifier.issn2146-4456
dc.identifier.issn2687-5039
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.33431/belgi.777189
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11436/7667
dc.description.abstractThis study deals with Turkey-Iceland relations between 1930 and 1980. Relations between these two countries, which have completely different cultures and geographies, have always been limited because they have a long-distance between them, and Iceland is a small market. The contacts which began indirectly in the 1930s evolved into an agreement that resulted in abolishing visa requirements between these countries for three months in 1955. A few years after this agreement, diplomatic relations were established at the plenipotentiary level. Turkey's Embassy in Oslo and Iceland's Embassy in Copenhagen were accredited and started to fulfill this duty. Consulates opened in both countries in 1960. These did not make any contributions to the trade or tourism of either country. Almost no commercial activities have been carried out between these countries so far. As for political activities, Iceland has generally pursued an anti-Turkey policy. Iceland’s relations with third countries, the importance it attaches to universal values, and being an opposition to Turkey cause this situation. This opposition is understood to be the effect of the 1627 Event. In addition, it is seen that the classical European view that Turks are dictators and oppressors also prevails in Iceland. The news in the Icelandic press about Ottoman-Armenian relations, especially in the news about the events between the Iraqi Government and the Kurds in the 1960s and 1970s have ascribed the Republic of Turkey as a dictator, which supports this idea. Another reason for Turkish opposition is the importance Iceland attributes to the freedom of nations. All these events and considerations show that both countries, especially Turkey, should care about the relations and introduce itself more. In this context, it is obvious that it would be an important step for Turkey to open an embassy in Iceland in the first place, which it does not have a single embassy among NATO members. This is the first study conducted on Turkey-Iceland relations in the said period.en_US
dc.description.abstractBu çalışma 1930-1980 yılları arası Türkiye-İzlanda ilişkilerini konu almaktadır. Birbirinden tamamen farklı kültür ve coğrafyaya sahip bu iki ülke arasındaki ilişkiler, aradaki mesafenin fazlalığı ve İzlanda’nın küçük bir pazar olması nedenlerinden ötürü hep sınırlı kalmıştır. 1930’larda dolaylı başlayan temaslar 1955’te karşılıklı üç ay süreyle vizelerin kaldırılmasıyla sonuçlanan bir anlaşmaya dönüşmüştür. Bu anlaşmadan birkaç yıl sonra orta elçilik düzeyinde diplomatik ilişkiler kurulmuştur. Türkiye’nin Oslo Büyükelçiliği ile İzlanda’nın Kopenhag Büyükelçiliği akredite olarak bu görevi yerini getirmeye başlamışlardır. Her iki ülke 1960 yılında karşılıklı birer de konsolosluk açmıştır. Atılan bu adımlar ne ticarette ne de turizmde her iki ülkenin yüzünü güldürmüştür. Geçen süre zarfında yapılan ticari faaliyetler bu ülkelerin ticaret hacminde yok denecek düzeyde kalmıştır. Siyasi faaliyetler noktasında İzlanda, genelde Türkiye karşıtı bir politika izlemiştir. Bunda İzlanda’nın üçüncü ülkelerle olan ilişkileri ile evrensel değerlere verdiği önemin yanı sıra Türkiye özelinde de bir karşıtlığı söz konusudur. Bu karşıtlık da 1627 Olayı’nın etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Türklerin diktatör ve baskıcı olduğu şeklindeki klasik Avrupa bakışının İzlanda’da da hâkim olduğu görülmektedir. İzlanda basınında Osmanlı-Ermeni ilişkilerinde özellikle de 1960’lı ve 1970’li yıllarda Irak Hükûmeti ile Kürtler arasındaki olayları konu olan haberlerde zaman zaman Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan diktatör yakıştırmaları bu düşünceyi desteklemektedir. Türk muhalifliğinin bir başka nedeni de İzlanda’nın ulusların özgürlüğüne atfettiği önemdir. Tüm bu olaylar ve değerlendirmeler, her iki ülkenin özellikle de Türkiye’nin ilişkilere daha fazla önem vermesi ve kendini tanıtması gerekliliğini göstermektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin ilk etapta NATO üyeleri arasında tek büyükelçiliği olmayan İzlanda’ya bir elçilik açmasının önemli bir adım olacağı ortadadır. Bu çalışma belirtilen dönemde Türkiye-İzlanda ilişkilerini inceleyen ilk çalışmadır.en_US
dc.language.isoengen_US
dc.publisherPamukkale Üniversitesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectTurkeyen_US
dc.subjectIcelanden_US
dc.subjectTurkish foreign policyen_US
dc.subjectTurkey-Iceland relationsen_US
dc.subjectTyrkjarániðen_US
dc.subjectTürkiyeen_US
dc.subjectİzlandaen_US
dc.subjectTürk dış politikasıen_US
dc.subjectTürkiye-İzlanda ilişkileren_US
dc.subjectTürk baskınıen_US
dc.titleFifty years of adventure: Relations between Turkey and Icelanden_US
dc.title.alternative50 yıllık serüven: Türkiye-İzlanda ilişkilerien_US
dc.typearticleen_US
dc.contributor.departmentRTEÜ, Fen - Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümüen_US
dc.contributor.institutionauthorBaşaran, Sinan
dc.identifier.doi10.33431/belgi.777189en_US
dc.identifier.volume3en_US
dc.identifier.issue21en_US
dc.identifier.startpage125en_US
dc.identifier.endpage138en_US
dc.relation.journalBelgi Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Uluslararası Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster